VİZYONUMUZ
40. yılını dolduran Firmamızın haksız itham ve eleştirilmesine karşın işimizin başında olan oğlum Av. Erdal Ay'ın iki yıl önceki verdiği Cevap bizim işimizin peşinde olduğumuzun teyitidir.
Av. Erdal Ay paylaşımı
Dur bak ben sana kendimizi anlatayım...
Ben Erdal AY, 1984 doğumlu, evli ve iki tane pırlanta gibi çocuğum var... bir de kız kardeşim var İstanbul’da bir firmada muhasebe sorumlusu olarak çalışır.
Nerden başlayacağım biliyor musun?
Yıllarca babamın 1980 darbe döneminde eski sinemanın duvarına Kürşat ve kurt çizimini o dönemi yaşamış ülkücü, demokrat ve sosyalist abilerimden nasıl yaptığını dinledim.
Lafa baban o resmî çizdi diyerek başlarlardı hep.
Gururlanırdım her anlatışlarında...
Daha sonra mesleğe ilk girişini Dedem iğneci Osman derler ondan dinledim.
Okumasını istemiş ama okumadığını, kaçak göçek lise dönemlerinde ufak tefek yazılar yazdığını görmüş ve karşı çıkmamış yeteneğini görünce.
Ha bu arada bilir misin bilmem ama o dönemlerde fırça ve ıstaka kullanılırdı (ucunda top olan).
Daha sonrasında Muğla’dan Allah rahmet eylesin bir ustamız mesleğin inceliklerini öğretiyor ve 1981 yılında mesleğe ilk adımlarını atıyor 15m2 dükkanda.
Ben bu arada yokum...
kısa bir Arabistan macerasından sonra tekrar işine dört elle sarıldığını şimdi yeni yeni anlıyorum.
1994 yılının aralık ayının bir gecesinde babam beni yataktan kaldırıyor ve tarih kitabımı istiyor. Şaşkınlıkla kendisine uzatıyorum ve Atatürk’ün Afyon Kocatepe’deki resmini yırtıyor ve gidiyor.
O günün öğle saatlerinde beni alıyor ve o gün açılışı olan Polis okuluna götürüyor.
Beni 4 katı kaplayan Atatürk’ün Kocatepe’deki resmî karşılıyor. O gece çizmiş ve geçen senelere kadarda halen aynı yerinde duruyordu.
Yine gururlandım.
Yıllar geçiyor bu arada meslek yavaş yavaş fırçadan çıkıyor ve teknoloji hayatımıza giriyor.
İlk bilgisayarlı yazı kesimini babam getiriyor AKSARAY’a,
ilk dijital baskı makinesini de.
Bu arada kabartma harf yeni değil çok eskiden yapılıyordu farklı bir sistemle bilenler bilir.. o dönemler yine fırça döneminden gelen 3-4 tabelacı meslektaş ustalarımız daha vardı.
Meslektaş diyebiliyorum çünkü saygısı vardı herkesin birbirine. Allah sağlık versin bütün değerli ustalarımıza.
Yıllar sonra lise son sınıftayken ben işin başına geçeceğimi düşündüğüm sıralarda atölye de zımpara çeken ustalarımızın yanında bir çift sözü var hiç çıkmaz aklımdan.
''Okursan başımın tacı olursun, okumazsan burda zımpara çekersin...'' bu arada zımpara bizim işin en zor bölümlerindendir.
İyi ki dinlemişim lafını dedim ve hukuk bölümünü bitirdim.
Avukat oldum ama aklımız bizim çocukluktan beri dükkandadır.
Ve nihayet 2010 yılında dükkanın yoğunluğunu ben aldım. Babam her zaman başımızda.
Bugüne kadar en ufak işten devasa işlere kadar bir çok kurum, kuruluş, özel ve kamu kurumuna hizmet etmekten onur ve gurur duyduk.
Biz bir anda büyümedik.
Her yıl bir yatırım yaparak yavaş yavaş büyüyen firmamız şimdi çarşı ve Aratol'da Fabrika olmak üzere 1000m2 kapalı alanda hizmet vermektedir. OSB de fabrika inşaatımız devam ediyor
Bir lira dahi kredi kullanmadan alnımızın teriyle çok şükür. Gelecek yıllarda organize sanayide yaptığımız yatırımla istihdamımızı ve üretimimizi daha da güçlendireceğiz.
Bizi bugünlere taşıyan Ustalarım bilir, biz işe dokunuruz, çünkü çekirdekten yetiştik.
Aksaray’da Krom harf imalatı yapan tek tabelacı biziz.
Ha bir de maliye kaydı olmayan biri daha var. Fasoncudan yoğunluk dışında iş almamaya dikkat ederiz.
Çünkü imalatta, üretimde bereket vardır diye düşünürüz. Bazen zarar ederiz ama biz her işi kendimiz yapmaya çalışırız.
Babam yokluktan geldi bu günlere kolay gelinmedi, ben hazıra kondum ama daha yukarılara taşımak için elimden geleni de yapmaya çalışıyorum. 38 yılın sonunda çok şükür devletimize bir gün dahi gecikmeden vergimizi ödedik, ödemeye de Allahım güç verdiği sürece devam edeceğiz.
Bunu sana, seni kaale alıp kendimizi aklamak için değil, aslında tarihi tazelemek için anlatıyorum.
İyi oldu aslında teşekkür edeceklerime teşekkür, sitem edeceklerime sitem etme fırsatı verdin.
Ben diyorum ki ne babam bize haram yedirdi, ne de ben çocuklarıma, aileme haram yediriyorum. Sizlerin siyasi, mesleki kavganızın bir tarafı olmayı hakkettiğimizi düşünmüyorum.
Taktir sizindir....
Bu arada AKSARAY Fm radyosu 30 yıldır frekansı, sahibi değişmeyen tek radyodur.
Hiç bir zaman seçim haricinde çıkan konuklardan para talep edilmemiştir.
Sadece geliri reklamdır.
Her ne kadar firmamız bünyesinde olsa da bir kavga aracı, silahı olarak kullanılmamıştır.Yıllarca radyomuzun düzenlediği etkinlikler mevcuttur ve herkes tarafından bilinmektedir.
Toplumsal ve kültürel anlamda bir çok etkinliğe hiç bir maddi beklenti olmaksızın kapı aralamıştır.
Aksaray’ın tanıtımına, kültürüne desteğini her daim de göstermeye hazırdır.
Hiç kimse radyomuzun yaptığı etkinlikleri sabote etmeye hakkı yoktur.
En azından emeğe saygınızı beklemekteyiz.